Kahve kavurmak, sadece zamanı ve ısıyı ayarlamakla bitmez. İşin görünmeyen kahramanlarından biri de hava akışıdır.
Uzun zamandır kahve dünyasında şu cümleyi duymuş olabilirsiniz: “Fazla hava kahveyi kurutur, tadı bozar.” Aslında bu tam doğru değil. Son yıllarda yapılan deneyler ve bizim kendi kavurma tecrübelerimiz gösteriyor ki, hava akışının rolü çok daha farklı.
Peki neler oluyor?
Neden Önemli?
Kahvedeki gövde, asidite, çikolata notaları ya da ferahlık gibi özelliklerin bir kısmı, kavurucunun hava akışını nasıl yönettiğiyle doğrudan bağlantılıdır. Doğru yönetildiğinde hava akışı, kahvenin karakterini şekillendiren güçlü bir araçtır.
Sonuç: Bir fincanda hissettiğiniz fark, bazen sadece çekirdeğin kökeni değil, kavurucunun havayı nasıl kullandığıyla da ilgilidir. Hava akışı, tadı doğrudan kurutmak yerine kavurucunun elinde bir kontrol aracıdır. Önemli olan doğru kapasite yönetimi, hedeflenen tat profili ve tecrübeli uygulamadır.
Biz Calibre Coffee’de her kavurmayı bu hassas dengeyi gözeterek yapıyoruz: Kahvenin özünü korumak, ama aynı zamanda en saf halini ortaya çıkarmak için.